Bugün yani çarşambayı perşembeye bağlayan bu gece Miraç Kandili.hepimizin kandili mübarek olsun.kaç zamandır iki kelam etmemişim blogda.ne yapar ne ederiz belli zaten var mı yazmaya.sevgili Mine öyle güzel özetlemiş ki paylaşıverdim.hepimizin kandili mübarek olsun.
Allah’ım.!
Bu
Mübarek Gün hürmetine Bizi çok sabreden çok şükreden ,Kullarından eyle. Seni Çok analım.Ömrümüz sevdiğin Razı olacağın
İşlerle ( amellerle ) geçsin..Sıhhât ve afiyette daim eyle..
Sevdiklerimizi bize bağışla.Şüphesiz senin her şeye gücün yeter..Aminn....
Mine Baş Bayar'ın yazısı:
BATI CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK.
Bu ülkenin yarısı 6 gündür bir garip yaşam biçimi sürdürmeye başladı. Sabah makyaj traş parfüm işe- okula, akşam ise maske cepte eyleme gidiyoruz. Gidemezsek pencerede sokakta tencere tava çalıyoruz, Gezi parkına malzeme götürüyoruz.
Sanırsın Utopia!
Gece uykumuz gelip de yataklara giderken “o çocuklar orada hala gaz altında, polis copuyla” diye vicdan azabı çekmekten ülkenin yarısı “walking dead” şeklinde mor gözlerle dolaşır oldu. Uykusuzluğumuzla gurur duyuyoruz. Etrafımızda yüzü gözü sağlıklı pembe yanaklı tipler out, aksayarak yürüyen, öksüren tıksıran kırmızı gözlü solgun tipler in.
Bizim gibi üç çocuk daha ister mis in?
Çevremizde genç olup da Gezi’ye, Meydan’a gitmeyene tuhaf bakar olduk. Aileler çocukları okulda arkadaşları tarafından “ezik” denmesin diye eyleme kendi elleriyle gönderir oldu. Gidemeyen ergenlerin dırdırları aileleri bunaltıyor. Sonunda ana baba kızın elini tutup Meydan’a götürüyor.
Eh götürsünler tabi, bu bizim kuşağın değil, onların eylemi.
Şanlı Gezi Muhaberesi!
Babalar anneler arkadaşları arasında içi burkularak da olsa “oğlum şurada gaz yemiş, bizim kızı o sokaktan kaçarken burada kıstırılmışlar, ama allah razı olsun bir teyze bizimkilere limon kesip vermiş, esnaf parasız su vermiş” diye gururla anlatıyor, sen ne diyorsun!
Tuhaf günlerdeyiz!
Face twitter yıkılıyor. O ne yaratıcılık, o ne mizah duygusu... Meğer bizim gençler neymiş yahu! İnsan kızamıyor bunlara. Aksine “iyilik dalgası” büyüyerek herkesi sarıyor. Parkta çöp toplayanlar mı istersin, eylemden eve gidemeyen fırlamalara evini açanlar mı, telefonunu kaybedip de çaldırana “abi telefonunu yerde buldum, annen aradı telaşlanmasın diye açmadım, telefonunla seni şurada bekliyorum” diyen mi…
Ağlarsın.
O derece!
15-25 yaş arası tuhaf ama 65 yaş üstü iyice tuhaf! Bildiğin gibi değil!
Camdan pencereden alamıyoruz ana babaları! Ellerinde tencere tava bütün gece tan tan tan! Yetmiyor bir de sokaktan topluyoruz “anne olmaz yürüyüşe gidemezsin, bak dizin ağrıyor zaten, baba beline doktor ameliyat dedi, nereye yürüyeceksin”
Tövbe tövbeee! Gir içeri!
Laf da hazır!
“Sen tencere tava çalmazsan, ben çalmazsan nasıl çıkacak karanlıklar aydınlıklara!”
Ba ba ba ba!
Sokağa çıkan komşunun elinde tencere ve kepçe yoksa sokaktan dönen suç aletini ona teslim ediyor. Nöbetleşe eylemdeyiz apartmanlarda. Gürültüden “uyuyamıyoruz” diye şikayet eden komşuya, kapıyı açtığında elinde tencere tavayla yakalanan (!) protest komşu “uyuma zaten, uyanın diye yapıyoruz, yeter uyuduğunuz” diyor. Biz uyumuyoruz ya, kimseyi de uyutmuyoruz.
E Uyan ama Türkiye!
82 yaşında abim, elinde migros torbasıyla geliyor. İçi meyve dolu. “O çocuklar kaç gündür kuru şeyler yiyor, boğazlarından birazcık meyve geçsin istedim, bunu götürür müsün o parka” diyor. Gözler doluyor, “gel seni de götüreyim” diyorsun. “Ben 2 gece yattım orada, gaz bana dokundu birazcık” diyor.
Nasıl öpmezsin elini!
Ön saftaki 17likleri arıyorsun, “abla şimdi İnönü’de konuşlandık, (konuşlandık ne leyn) tvdeyiz, aç tvyi” diyor. “Kardeşim eylemden sonra eviniz uzaksa gelin kalın” diyorsun, “tamam abla internetten arkadaşlara yazarım” diyor. “Yaw internet derken… ulen kaç kişi gelir acaba… salonda yere yatak açsam kaç kişi sığar” diye hesap yapıyorsun.
Tomanın bunlarla işi zor!
Bir tweette bin kişiler!
Polis diyor ki, “gazı sıkıyoruz, kaçışıyorlar, sonra dönüp yine toplanıyorlar, bütün gece buna devam ediyorlar.” Böyle bir şey görmemişler ki. Bu fırlamalara laf geçmiyor. Tomaya polise copa bana mısın demiyorlar.
-Napıyonuz lan burada! Dağılsanıza!
-Abi ama sohbet ediyoruz arkadaşlarla!
-Oolum bak git!
-Gidemem abi, gaz yapıyo !
Sonunda Çarşı, Artık herşeye karşı!
Eylemi Halk Tv’nin olduğu sokağa çekmişler, polis olayı canlı veren tek tv nin önünde, gaza geldiğini fark etmeden canlı yayında gaz’ino show yapıyor. Kamera polise ışık tutuyor, polis kameraya fener yakıyor.
Tomaya karşı kendi araçları bile var: POMA!
Polise Müdahale Aracı.
Yaratıcı keratalar!
Taban eylemde derken hakikaten platform tabanlar eylem yapıyor. Öğle yemeğinde Kanyona git. Hepsi yemeği bırakmış hepsi protestoda.
Platformlar bi metre! Ojeli eller havada. Kanyon inliyor. İstifa istifaaa…
Boykot edilen gruba bağlı sosyete etçisi önünde aynı şüpheli şahıslar görülüyor. Ellerinde dövizler…
“Kuzuların sessizliği”
Kendin pişir, kendin ye”
Görsen inanmazsın!
Tvler var ya! Hani kaç gündür belgesel vermekten, yatak odası sesiyle büyük göçleri sunan Tarkan’dan sonra insanı belgeselden tümüyle soğutan kanallar! Plaza halkı yine öğle yemeğinde TV binasının önünde toplanmış. Ellerinde beş Türk Lirası… Havada sallıyorlar.
Kaç para? Kaç para?
Canlı yayın kaç para?
15 deseler alacaklar, o kadar yani!
Ha bu arada para da kaçmış hakikaten, bi milyoor TL yurt dışına gitmiş. TV’de veryansın eden edene. Nefes almak ekonomik krizden daha önemli fark etmiyorlar. Oysa o saatte Gezi parkta bir grup hanım topluca yoga yapıyor.
Derin bir nefes alıyoruz ve topluca…
Ooohhmmm!!
Aramızdan ispiyoncular da çıktı. Bihaber bir haber kanalına telefon açılıyor. “Taksimde bir halk ayaklanmasını ihbar etmek istiyorum, beş gündür sürüyor” diyor. Telefondaki kız “biliyoruz” diye geveleyince lafı yapıştırıyor. “Hiç söz etmiyorsunuz da haberiniz yok sandık, haber verelim bari dedik” diyor.
Pis ihbarcı!
İşte böyle böyle geldik bugünlere.
İyiyiz şükür! Yok bi yaramazlık şükür!
Yine yaptık Çılgın Türklüğümüzü, dünyayı bi zıplattık yerinden. O kadar ki kimisi ülkede duramadı. Kimisi de meydan bana kaldı diye meydana çıktı.
Ama çok geeeç. Çok geç.
Meydanlar bizimdir, bizim kalacaktır artık!
Dünden bu yana ne değişti dersen…
Hiç.
Bizim vatan böyledir. Durur durur da hiç ummadığın yerden vurur.
90 sene önce neyse… Aynen o!
Kısacası…
Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok!
Bi görsen gururdan ağlarsın!
Mine Baş Bayar
118-119
Bu ülkenin yarısı 6 gündür bir garip yaşam biçimi sürdürmeye başladı. Sabah makyaj traş parfüm işe- okula, akşam ise maske cepte eyleme gidiyoruz. Gidemezsek pencerede sokakta tencere tava çalıyoruz, Gezi parkına malzeme götürüyoruz.
Sanırsın Utopia!
Gece uykumuz gelip de yataklara giderken “o çocuklar orada hala gaz altında, polis copuyla” diye vicdan azabı çekmekten ülkenin yarısı “walking dead” şeklinde mor gözlerle dolaşır oldu. Uykusuzluğumuzla gurur duyuyoruz. Etrafımızda yüzü gözü sağlıklı pembe yanaklı tipler out, aksayarak yürüyen, öksüren tıksıran kırmızı gözlü solgun tipler in.
Bizim gibi üç çocuk daha ister mis in?
Çevremizde genç olup da Gezi’ye, Meydan’a gitmeyene tuhaf bakar olduk. Aileler çocukları okulda arkadaşları tarafından “ezik” denmesin diye eyleme kendi elleriyle gönderir oldu. Gidemeyen ergenlerin dırdırları aileleri bunaltıyor. Sonunda ana baba kızın elini tutup Meydan’a götürüyor.
Eh götürsünler tabi, bu bizim kuşağın değil, onların eylemi.
Şanlı Gezi Muhaberesi!
Babalar anneler arkadaşları arasında içi burkularak da olsa “oğlum şurada gaz yemiş, bizim kızı o sokaktan kaçarken burada kıstırılmışlar, ama allah razı olsun bir teyze bizimkilere limon kesip vermiş, esnaf parasız su vermiş” diye gururla anlatıyor, sen ne diyorsun!
Tuhaf günlerdeyiz!
Face twitter yıkılıyor. O ne yaratıcılık, o ne mizah duygusu... Meğer bizim gençler neymiş yahu! İnsan kızamıyor bunlara. Aksine “iyilik dalgası” büyüyerek herkesi sarıyor. Parkta çöp toplayanlar mı istersin, eylemden eve gidemeyen fırlamalara evini açanlar mı, telefonunu kaybedip de çaldırana “abi telefonunu yerde buldum, annen aradı telaşlanmasın diye açmadım, telefonunla seni şurada bekliyorum” diyen mi…
Ağlarsın.
O derece!
15-25 yaş arası tuhaf ama 65 yaş üstü iyice tuhaf! Bildiğin gibi değil!
Camdan pencereden alamıyoruz ana babaları! Ellerinde tencere tava bütün gece tan tan tan! Yetmiyor bir de sokaktan topluyoruz “anne olmaz yürüyüşe gidemezsin, bak dizin ağrıyor zaten, baba beline doktor ameliyat dedi, nereye yürüyeceksin”
Tövbe tövbeee! Gir içeri!
Laf da hazır!
“Sen tencere tava çalmazsan, ben çalmazsan nasıl çıkacak karanlıklar aydınlıklara!”
Ba ba ba ba!
Sokağa çıkan komşunun elinde tencere ve kepçe yoksa sokaktan dönen suç aletini ona teslim ediyor. Nöbetleşe eylemdeyiz apartmanlarda. Gürültüden “uyuyamıyoruz” diye şikayet eden komşuya, kapıyı açtığında elinde tencere tavayla yakalanan (!) protest komşu “uyuma zaten, uyanın diye yapıyoruz, yeter uyuduğunuz” diyor. Biz uyumuyoruz ya, kimseyi de uyutmuyoruz.
E Uyan ama Türkiye!
82 yaşında abim, elinde migros torbasıyla geliyor. İçi meyve dolu. “O çocuklar kaç gündür kuru şeyler yiyor, boğazlarından birazcık meyve geçsin istedim, bunu götürür müsün o parka” diyor. Gözler doluyor, “gel seni de götüreyim” diyorsun. “Ben 2 gece yattım orada, gaz bana dokundu birazcık” diyor.
Nasıl öpmezsin elini!
Ön saftaki 17likleri arıyorsun, “abla şimdi İnönü’de konuşlandık, (konuşlandık ne leyn) tvdeyiz, aç tvyi” diyor. “Kardeşim eylemden sonra eviniz uzaksa gelin kalın” diyorsun, “tamam abla internetten arkadaşlara yazarım” diyor. “Yaw internet derken… ulen kaç kişi gelir acaba… salonda yere yatak açsam kaç kişi sığar” diye hesap yapıyorsun.
Tomanın bunlarla işi zor!
Bir tweette bin kişiler!
Polis diyor ki, “gazı sıkıyoruz, kaçışıyorlar, sonra dönüp yine toplanıyorlar, bütün gece buna devam ediyorlar.” Böyle bir şey görmemişler ki. Bu fırlamalara laf geçmiyor. Tomaya polise copa bana mısın demiyorlar.
-Napıyonuz lan burada! Dağılsanıza!
-Abi ama sohbet ediyoruz arkadaşlarla!
-Oolum bak git!
-Gidemem abi, gaz yapıyo !
Sonunda Çarşı, Artık herşeye karşı!
Eylemi Halk Tv’nin olduğu sokağa çekmişler, polis olayı canlı veren tek tv nin önünde, gaza geldiğini fark etmeden canlı yayında gaz’ino show yapıyor. Kamera polise ışık tutuyor, polis kameraya fener yakıyor.
Tomaya karşı kendi araçları bile var: POMA!
Polise Müdahale Aracı.
Yaratıcı keratalar!
Taban eylemde derken hakikaten platform tabanlar eylem yapıyor. Öğle yemeğinde Kanyona git. Hepsi yemeği bırakmış hepsi protestoda.
Platformlar bi metre! Ojeli eller havada. Kanyon inliyor. İstifa istifaaa…
Boykot edilen gruba bağlı sosyete etçisi önünde aynı şüpheli şahıslar görülüyor. Ellerinde dövizler…
“Kuzuların sessizliği”
Kendin pişir, kendin ye”
Görsen inanmazsın!
Tvler var ya! Hani kaç gündür belgesel vermekten, yatak odası sesiyle büyük göçleri sunan Tarkan’dan sonra insanı belgeselden tümüyle soğutan kanallar! Plaza halkı yine öğle yemeğinde TV binasının önünde toplanmış. Ellerinde beş Türk Lirası… Havada sallıyorlar.
Kaç para? Kaç para?
Canlı yayın kaç para?
15 deseler alacaklar, o kadar yani!
Ha bu arada para da kaçmış hakikaten, bi milyoor TL yurt dışına gitmiş. TV’de veryansın eden edene. Nefes almak ekonomik krizden daha önemli fark etmiyorlar. Oysa o saatte Gezi parkta bir grup hanım topluca yoga yapıyor.
Derin bir nefes alıyoruz ve topluca…
Ooohhmmm!!
Aramızdan ispiyoncular da çıktı. Bihaber bir haber kanalına telefon açılıyor. “Taksimde bir halk ayaklanmasını ihbar etmek istiyorum, beş gündür sürüyor” diyor. Telefondaki kız “biliyoruz” diye geveleyince lafı yapıştırıyor. “Hiç söz etmiyorsunuz da haberiniz yok sandık, haber verelim bari dedik” diyor.
Pis ihbarcı!
İşte böyle böyle geldik bugünlere.
İyiyiz şükür! Yok bi yaramazlık şükür!
Yine yaptık Çılgın Türklüğümüzü, dünyayı bi zıplattık yerinden. O kadar ki kimisi ülkede duramadı. Kimisi de meydan bana kaldı diye meydana çıktı.
Ama çok geeeç. Çok geç.
Meydanlar bizimdir, bizim kalacaktır artık!
Dünden bu yana ne değişti dersen…
Hiç.
Bizim vatan böyledir. Durur durur da hiç ummadığın yerden vurur.
90 sene önce neyse… Aynen o!
Kısacası…
Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok!
Bi görsen gururdan ağlarsın!
Mine Baş Bayar
118-119
Canım öncelikle senin de kandilin mübarek olsun.Paylaştığın yazıyı hiç sıkılmadan okudum.Yazanın da paylaşanın da ellerine sağlık.Muhabbetle...
YanıtlaSilteşekkür ederim sevgili Rabia.bir mukabele...
SilHayırlı kandiller canım...
YanıtlaSilteşekkür ederim canım.hepimize...
SilHayırlı kandiller....
YanıtlaSilTeşekkür ederim Alanaycığım senin de kandilin mübarek olsun. Güzel günlere.
YanıtlaSilteşekkürler sevgili Dilek.
SilAllah gönlümüze göre versin.
YanıtlaSilne güzel yazmış arkadaş ellerine sağlık,paylaşım için sen de sağ ol canım,günlerdir düşünüyorum sonumuz hayırlı olsun
öptüm canım :)
amin diyorum fatoşum.inşallah.sevgiler. canım bende seni öpüyorum..
SilSevgili Alanay, yazıyı daha önce okumuştum facebook'ta paylaşan bir arkadaşımdan...
YanıtlaSilAma yeniden okudum. Ne iyi etmişsin de eklemişsin...
Teşekkür ederim!
rica ederim demetcim:) teşekkür ederim.sevgiler..
SilBiraz geç gelebildim buralara, içim burkularak okudum Mine Baş Bayar'ın yazısını ve içim burkularak fikir beyan etmekten korkanları da gördüm daha da bir üzüldüm. Sanki bu olaylar başka ülkede olmuş gibi... Duyarsız kalmadığınız için sizi yürekten kutluyorum.
YanıtlaSilozlemkan
tüm bunlar bu ülkede oluyor maaklesef.yeni bir yoldayız sonu nereye götürecek bizi bilmiyorum ama çocuklarımız bizim olmasını istediğimiz gibi değiller ama sandığımız gibi de değiller.tek umudum bu! teşekkür ederim deryadenizözlem...
Sil