Nasılsınız bugün? Kokladınız mı bir çiçeği? Saksınızda hercaî menekşe yoksa bile, küçük bir bebeği; salıncaktan düşen yaramaz bir oğlanı; beyaz saçları, kalın gözlükleriyle hayata sımsıkı sarılan bir nineyi kokladınız mı hiç? Dokundunuz mu, yardım ettiniz mi, "Merhaba!" dediniz mi? Aynaya bakıp kendinize gülümsediniz mi? En son ne zaman bir eli sıkı sıkı tuttunuz?
Hatırlamıyorsanız, uzatın elinizi, bir yolculuğa çıkalım sizinle: İnişli çıkışlı, sevinçli, hüzünlü, heyecanlı, huzurlu... Belki hatırlarsınız, yağmurun altında yürümekten damlaların içinize işlediği o baharı... Belki sokağa atarsınız kendinizi, okuyunca bu satırları; selam durursunuz gökyüzüne, uçan kuşlara, toza toprağa, yeni filizlenmiş yaprağa... Hazır mısınız?
bu da bir çırpıda biten kitaplardan:)zaten inceydi:) güzeldi .samimi gerçekten içinden geldiği gibi yazmış İkbal hanım.
ama İclal Aydını okumadıysanız önce onu okuyun derim.bir kaç kere okumuşumdur.mesela " Gördüğüme Sevindim"
Eksik bırakılanları tamamlayacağı umulan kitaplar vardır, söyledikleri zihnin ceplerinde taşınan; sizin üzerinize de bu hissi örtmüş olabilir yazılanlar, olmayabilir de... Bilmiyorum... Okumadıysanız tanışmanızı öneriyorum sadece.. Altı çizili satırlar arasından seçtiklerimi yazarın arka kapakta söylediklerini kendi içimde de duyarak bitirmek istiyorum. 'Beklemediğim anda karşıma çıkan ayrılıkları, Aniden bastıran kışı, Aynaya her baktığımda değişen kadını, Mevsimler içinde mutlaka bir sevinç getiren yaz'ı. Gülünce yüzleri bayram yeri olanları, "Geçecek" diyerek yarama üfleyenleri, Okuduğunu anlayanları, Anlayıp da susanları, Cesur olanları, Yeniden başlayanları Geride kalanları Ve Hayatın mutlak çoşkusunu, Sizi, Seni, Her şeye rağmen üstelik "Gördüğüme sevindim!"
“İclal, güzel kızım, mutlu musunuz?”}
Size de tanıdık geldi mi, hep umulmadık zamanlarda, hazırlıksız yakalayan bu soru? Kafanızın içinde ‘yarısı çözülmüş bulmaca gibi duran hayatınıza’ bakıp kendi kendinize soramadığınız sorulardan birini başka birinden ansızın duyduğunuzda, “Hay Allah, üzerime hırka da almamıştım” dedirten bir rüzgâra yakalandığınız oldu mu hiç?
“Sanki yere düşmüştüm, sanki kimse görmemişti, sanki avuçlarımın içi acıyordu, sanki ağlamamak için zor tutuyordum kendimi; derken işte tam da o sırada biri “Düştün mü küçük, bir yerin acıdı mı?” diye eğiliverdi sanki… Yumru yumru olmuş kalbime biri dokunuverdi…” diyordu yazar… İlk okuduğumda kitabın o sayfasına saklanmış bir gözyaşına rastlayıp çeviriyorum sayfayı…
{“kapımı kapattığımda bitmiyor dünya. (…)
Herkes bir başkasının hayatına seyirci, kendi ömrüne misafir durmuşken…
Nasıl bir şeydir mutlu olmak?
Kim mutlu ya da?
Kim bunun farkında veya?”}
okuyun derim eğer hala okumadıysanız.son derece içten sanki sohbet edermiş gibi...
|
24 Aralık 2012 Pazartesi
İKBAL GÜRPINAR...İÇİMDEN GELDİĞİ GİBİ- İCLAL AYDIN GÖRDÜĞÜME SEVİNDİM
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
İclal Aydın'ı severim. Samimi ve içten.
YanıtlaSilSes tonunu da ayrı bir beğenirim:)
Sevgiler canım arkadaşım ^-^
bu her iki kitabida bir kaç yil once bende okumustum samimi anlatma sekilleri benimde hosuma gitmisti :))
YanıtlaSilteşekkür ederim ayşınım.sevgiler..
YanıtlaSildesene beğeniler ortakmış sevgili eda:)
YanıtlaSil